Mudanya Tarihi

  MUDANYA MÜTAREKESİ

19.’uncu yüzyıl sonlarının mimari yapısı olan bu tarihi binanın arsa alanı 800 m2 olup, bina alanı 400 m2’dir. Rus asıllı Aleksandr Ganyanov'a ait ev, daha sonraları Mudanya’lı hayırsever iş adamı Hayri İpar tarafından satın alınarak onarılmış ve 1937 yılında Mudanya Belediyesine bağlı bir müzeye dönüştürülmüştür. 1959 yılında ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne devredilmiştir.
Bodrum ve çatı katının dışında iki katlı olan ahşap evin 13 odası ve 2 büyük salonu vardır.
Birinci katında; mütarekenin imzalandığı salon ve İsmet Paşa'nın çalışma odası ve ayrıca bu odada İsmet Paşa’nın kızgın olduğu bir anda, yumruğuyla ikiye böldüğü mermer masa, üst katta ise İsmet Paşa ve yaverlerinin yatak odaları yer almaktadır.

Mütareke döneminin eşyalarının korunduğu bu evde ayrıca o döneme ait fotoğraflar ve belgeler sergilenmekte, diğer eşyalar itina ile korunmaktadır. Pazartesi günleri hariç saat 08.30 – 17.00 arası ziyarete açıktır.

-----------------------------------------------------------------------------------------------
TARİHİ

Büyük Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri...” komutuyla 26 Ağustos 1922’de başlayan büyük taarruzla, Yunan İzmir’de denize dökülmüş, Anadolu düşman işgalinden kurtarılmıştı. Artık sıra İstanbul ve Trakya bölgesinin kurtarılmasına gelmişti. Dünya devletleri, Türk’lerin kazandığı zafer karşısında şaşkındı. Fransa’nın araya girmesiyle İtilaf Devletleri ile Türkiye arasında görüşmeler başladı.
Mudanya Konferansı’na Başkomutanlık adına olağanüstü yetkiyle Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa görevlendirilmişti. Konferans, 3 Ekim 1922 günü saat 15.00’te Rus Tüccarı Aleksandr Ganyonov’un Mudanya’daki evinde başladı. Şimdi müze haline getirilen bu binada yapılan görüşmelerde Türkiye’yi İsmet Paşa, İngiltere’yi General Harrington, İtalya’yı General Monbelli, Fransa’yı da General Charpy temsil edilyordu. Bu arada Mudanya çeşitli yabancı ve yerli gazeteciler ve siyaset adamlarıyla dolu idi. Mudanya’da adeta yatacak boş bir yatak kalmamıştı. Mudanya’lılar bu durum karşısında evlerini açtılar, konukların rahatlarını sağlamayı görev bildiler. O gün Mudanya evleri, defne yaprakları ve Türk Bayraklarıyla süslü idi.
Konferansın 2’nci gününde Yunan temsilcisi de Mudanya’ya geldi, ancak konferansa katılmayıp gemiden dışarıya çıkmadı. Konferansta, Türkiye’nin kabul etmesi mümkün olmayan öneriler öne sürülüyor, İsmet Paşa’da kesin tutumundan vazgeçmiyordu. Konferansa ara verildi. Görüşmeler biterken de düşman kuvvetleri temsilcilerine, Türkiye’nin gerekirse savaşa devam etmeye kararlı olduğu kesinlikle anlatılıyordu.

En sonunda Devletlerin temsilcileri direnmekten vazgeçtiler ve 11 Ekim 1922 günü, 14 maddelik Ateşkes Antlaşması Metni taraflarca imzalandı. Bu antlaşmanın şartları imzadan 3 gün sonra, yani 14-15 Ekim 1922 gecesinden itibaren yürürlüğe girdi. İsmet Paşa bu tarihi olayı, 11 Ekim 1922 günü sat 08.00’de Başkomutanlığa şu telgrafıyla bildirdi:
“Mudanya Askeri Sözleşmesi, 11 Ekim 1922 saat 06.00’da imza edilmiştir. Yunan delegesinin müttefik devletler adına gönderdiği çeşitli yazılı itirazlarıyla imzaya yetkili olmadığı şeklindeki son beyanatı bana verildi. Bunun müttefikler adına tebliğ eden General Harrington Yunan generalinin yetkisi olmadığından imza etmediğini, Yunan hükümetinin cevabı olumsuz olsa dahi sözleşmenin müttefikler tarafından uygulanacağını bildirdi. Sözleşme 4 nüsha olarak imza edilmiş ve taraflara verilmiştir...”



Mudanya özgürlük bilincinin orta yeri olmuştu. Başarı Mudanya’da imzalandı, başaranlar ise Türk’lerdi. Evet, Mudanya tarihin en önemli günlerini de Mudanya Mütarekesi’nin yapıldığı günlerde yaşadı.
O coşku, o heyecan şimdi her yıl Mudanya’da 11 Ekim’de tekrar tekrar yaşanıyor

-------------------------------------------------------------------------------------------------- 

12 Eylül



12 EYLÜL MUDANYA'NIN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞ GÜNÜ
İlçenin tarihi milattan önce 7. yüzyıla dayanır. İlk adının MYRLEA olduğu bilinmektedir. 12 İyon şehir devletinden olan Gemlik ve Erdek’in de kurucusu Kolofonlular tarafından kurulmuştur. Zaman zaman işgale uğrayan şehir, Makedonya Hükümdarı 5. Filip (PHLIPOSS) tarafından yıkılmış ve yerine, APAMEIA adı ile yeni bir şehir inşa edilmiştir. Bu şehir de işgale uğramış ve imar edilerek MONTANIA adını almıştır. Şimdiki adı olan MUDANYA’nın buradan geldiği sanılmaktadır.

Mudanya, 1321 yılında Orhan Bey tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Mudanya Kasabası, Mondros Mütarekesi’nden sonra, önce İngiliz istilasına uğramıştır. Fakat Jandarma Onbaşısı ŞÜKRÜ ÇAVUŞ’un İngiliz Deniz Piyadesi’nin çıkartma yaptığı iskelede İngiliz Ordusundan bir binbaşı ile bir eri öldürmesi üzerine bu işgal bir gün bile sürmemiştir. 25 Haziran 1920’de gerçekleşen bu olaydan 11 gün sonra İngiliz ordusunun yerini Yunanlılar almıştır. Düşman işgali altında 2 yıldan uzun süre kalan Mudanya, 12 Eylül 1922
günü Yunan işgalinden kurtulmuştur.

Türk Kurtuluş Savaşı’nı sona erdiren anlaşma 3- 11 Ekim 1922
tarihleri arasında yapılan konferans sonucunda Mudanya’da imzalanmış ve Mudanya Mütarekesi
adını almıştır.

12 eylül mudanya için kurtuluş günü

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Mudanya'nın Tarihçesi


Mudanya, milattan önce 1400'lerde Diyoniler tarafından kurulmuş, tarihi ve coğrafik özelliği sebebiyle yaşayan insanların dikkat ve özenini çekmiş şirin bir sahil kentidir.

İlk adının MYRLEA olduğu bilinmekte ve ondan sonraki devrelerde devamlı işgale uğradığı, arkeolojik araştırmalarla saptanmış bulunmaktadır. Makedonya Hükümdarı 5. Filip (PHLIPOSS) tarafından istila edilen Myrlea yıkılarak yerine, APAMEIA adı ile yeni bir şehir inşaa edilmiş bulunduğu anlaşılmaktadır. Apemia, deniz yoluyla gelecek tehlikelerin bertaraf edilmesi için yaptırılan hisarla çevriliymiş, Zeytinbağı (Trilye) ve Kumyaka (Siği)'da halen bu hisarın kalıntıları görülüyor. Apemia'nın işgalinin ardından kent tekrar imar edilerek MONTANIA adı verilmiştir. Şimdiki adı olan MUDANYA'nın buradan geldiği sanılmaktadır.

Mudanya, 1321 yılında Orhan Bey tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır.


ŞükrüÇavuş Anıtı

Mudanya Kasabası, Mondros Mütarekesi'nden sonra, önce İngiliz istilasına uğramıştır. Fakat bu işgal bir gün bile sürmemiştir. Vatan toprağına âşık, Jandarma Onbaşısı Şükrü Çavuş, kimseden emir almadan yalnız başına mavzerini kaparak İngiliz Deniz Piyadesi'nin çıkartma yaptığı iskeleye koşarak gitmiş ve silahını ateşlemiştir. 25 Haziran 1920 akşamı İngiliz Ordusu'ndan bir binbaşı ile bir eri öldürdükten sonra İngiliz'ler tarafından şehit edilmiştir. Fakat, 11 gün sonra 6 Temmuz 1920'de, İngilizler yerlerini Yunanlılara bırakmışlardır. Kent, düşman işgali altında 2 yıldan uzun bir süre kalmıştır.
Mudanya'nın kurtuluşu

11 Eylül 1922'de Bursa'nın kurtuluşundan sonra, Mudanya'dan top seslerini duyan, Bursa'daki 11.'inci tümen, Mudanya istikametine yönelir. 11 Eylül akşamı Türk tümeni karargahına gelen Fransız süvarileri Mudanya'nın tarafsız bir bölge olduğunu bildirir ve bunun üzerine Birinci Süvari Bölüğü, akşama doğru Mudanya'ya gönderilir.

11. Tümen, 12 Eylül sabahı Mudanya'ya yaklaştığı zaman, kasabanın doğusunu koruyan Kocaeli grubumuz, taarruz eder. Mudanya'nın güney sırtları bir düşman kuvveti tarafından korunmaktadır. 11. Tümen komutanı bir alay ile Mudanya'nın batısını kapamış, hücum arzusu ile güneydeki düşman kuvvetiyle çatışırken, büyük kuvveti ile Kocaeli Grubu karşısındaki düşman taarruz eder.

12 Eylül 1922'de saat 16.00 sıralarında, düşmanın teslim olması ile savaş sona erer. 2 bağımsız alay teslim alınır ve bu arada Tümen Komutanı ile 202 subay, 6 binden fazla er ve 32 top alınır. Yunan Albayı Zirvas ise kendi birlikleri ile bir savaş gemisiyle kurtulmayı başarırlar.

Şimdi, her yıl 12 Eylül'de, Mudanya'da bu gün, kurtuluş temsil tablosu ile büyük coşkuyla kutlanmaktadır.
Mudanya Mütarekesi

Mudanya'da Kordonboyunun (İnönü Bulvarı) sonunda, Mudanya Mütarekesi'nin imzalandığı ahşap yalı yer alır. 19. yüzyıl sonlarının mimari yapısını taşıyan bu tarihi binanın ilk sahibi Rus asıllı tüccar Aleksandr Ganyanov'dur. Daha sonra Mudanyalı işadamı Hayri İpar'ın satın aldığı bina onarılarak, 1937 yılında müze haline getirilmiştir.


Mütareke Binası

Bu tarihi yalı, 3-11 Ekim 1922 tarihlerinde, Kurtuluş Savaşı'nı zaferle bitiren tarihi anlaşmaya katılan tarafların hareretli görüşmelerine sahne olmuştur. 11 Ekim sabahı, Yunanistan'la savaşa son veren anlaşma imzalanınca Trakya, İstanbul ve Boğazlar işgalden kurtarılmıştır. Mudanya Mütarekesi, Türk Devleti'nin siyasi alandaki üstünlüğünü tanıtan ilk belgedir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------

MudanYa Treni haKKında biLqiLer..

Mudanya Tren Hattı İle İlgili Bilgiler

Merinos Tren İstasyonu’nun son şefi 86 yaşındaki İbrahim Tunabay ile Bursa'nın demiryolu günlerini konuştuk. Tunabay, 1943 yılından 1948 yılında Mudanya treninin işletmeden kaldırılmasına kadar görev aldığı Merinos İstasyonu'nun yeniden yapılmasına çok sevinmiş. Çünkü düğünü bile bu istasyonda olmuş. Tunabay, demiryolu altında hiçbir ev olmadığını hatırlıyor. Önce hareket memuru sonra da istasyon şefi olan Tunabay'a, demiryolculuk o kadar zor gelmiş ki, işçiliğe geri dönmeyi bile düşünmüş…


Tren, Bursa'nın eğlence aracıydı

Merinos İstasyonu, genellikle Merinos Fabrikası'na hizmet ettiği için istasyonun sorunlarını da Merinos Fabrikası çözermiş. Tunabay'ın hatırladığı kadarıyla o tarihte İstanbul'un sebze gereksinimini Bursa sağlıyormuş. Mudanya treninde 11 kuruş ile 22 kuruş arasında değişen üç mevki varmış.
Tunabay'a göre o yıllarda tren, Bursa'nın eğlence aracıydı. Yazın, perşembe günü geldi mi, Bursalılar Mudanya'ya trenle taşınırdı. Sahilde uzanır, semaver kurup 2-3 gün burada kalırdı. Pazar günü ise trenle Bursa'ya dönüş olurdu… Burgaz'a kadar tüm sahil Bursalılarla dolardı. Aileler, Mudanya'ya gitmek için evin kiremitlerini bile satardı…

Demiryolu yapımı çok uzadı

1883 yılında Vasilliu İ. Kandi 42 kilometre uzunluğundaki hattın 1874 yılında tamamlandığını ancak faal olmadığını yazıyor. Mari de Laune'ye göre de Bayındırlık Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre planları hazırlanmış olan bu hattın Mösyö Prosel'in düzenlediği plan üzerine yaptırılmış:

"Hattın genişliği 4 metre, demir çubuklar arası 1 metre 10 cm'dir. İlk istasyon Mudanya İskelesi'dir.
Daha sonra Koru adındaki istasyona gelinir. Kaplıcalar istasyonundan sonra Gemlik yolunu aşıp Bursa'ya gelir. Tren Nilüfer'i, iki taraftan ayakları kagir ve üzerleri ahşap iki köprüden geçer. Bunlar Küçük Köprü ve Sumcuralar Köprüsü adını taşır. Hattın uzunluğu 42 kilometredir. Saatte 30 km gider. Oysa kara yolculuğu 4 saatte alınmaktadır." Mudanya treni ancak 1891 yılında faaliyete geçmişti…

Tren ücretleri

1913 yılındaki Vilayet Meclisi kayıtlarına göre Mudanya treni her sabah ve akşam hareket edermiş. Ancak haftada iki gün tam kapasite dolarmış. Bu nedenle işletmeci firma zarar etmekteymiş.

Abdülkadir Bey'e göre Mudanya treni, yolcularını saat 09.00'da Bursa'nın Acemler, Yahudiler, Demirtaş istasyonlarında demet demet çiçekler halinde terk eder:

"Orta halli bir yolcunun Yeniyolu ve Setbaşı otellerinde rahat edeceği için son istasyona kadar Bursa ovasının tüm yeşilliğini tümüyle kana kana seyir etmesi gereklidir. Demirtaş İstasyonu'nda binilecek olan araba yolcuyu daha önce sözünü ettiğimiz semtteki otellerden birine götürmek için 7 kuruştan aşağı 10 kuruştan yukarı olmamak üzere bir ücret alır."

1926 yılında Cemal Nadir'in yayınladığı bir broşürde Mudanya-Bursa demiryolu tarifesi şöyledir:

Mudanya'dan hareket: Raporların ve Rodine nazaran asgari 13.00'te
Bursa'dan: Sabahları 7.30'da
Perşembe günleri sabahı ve akşamları katar vardır.
Mudanya'dan 7.30 ve Bursa'dan 17-10 arasında hareket eder.
Birinci mevki 135 kuruş,
ikinci mevki 98,30 kuruş
üçüncü mevki 60 kuruştur.
4 yaşından 10 yaşına kadar çocuklara nısf/yarım bilet…"

Gezginlere göre Mudanya treni

1897 yılında Bursa'ya gelen Paul Lindau da Mudanya'dan Bursa'ya yolculuğunda treni yeğleyen bir gezgin. Trenin zikzak çizerek yol aldığını yazan gezgine göre, tren yolculuğu otobüs yolculuğundan çok daha rahat ve güzeldir.

"Harika bir ilkyaz gününde, baharın yeşilini giymiş doğa ve bayram giysileri içinde treni cıvıl cıvıl bir şenlik yuvası haline çeviren çocuklarla yapılan yolculuk ve dağlardan geçerken izlediğimiz deniz manzarası Anadolu üzerine ilk izlenimlerimizi olumlu etkilemişti.
Trende bizlerle aynı kompartımanı paylaşan iki Türk erkeği ve bir Kızılay hemşiresinin yolculuk arkadaşlığı rahatsızlık verici rahatsızlık verici olmasından öte çok hoş bir arkadaşlıktı. Fakat geri kafalılığımızın cezasını Bursa'da gara inince fazlasıyla ödedik. Bagajlarımızın indirilmesi nedeniyle yitirdiğimiz zamandan dolayı bizi kente götürecek araba kalmamıştı. Müşterisini götürmüş, gara dönen bir faytona atladığımız gibi Hotel d'Anatoli'ye gitmemizi karşın, otomobille bizden önce gelenler de son boş odaya yerleşmişlerdi.
Ancak Bursa'daki ikinci günümüzde otele yerleşebildik."

1906 yılında basılan kitabında Regis Delbeuf, tren yolculuğunu şöyle anlatmıştır:

"Trene binmek üzere turistler yolcu gemisinden inecek ve yemekli vagonda kendilerine temiz ve bol bir öğle yemeği sunulacak. Çeşitli formaliteler, örneğin tezkerelere vize basılması, bagaj taşınması ve kontrolü, başka yolcular ve memurlar tarafından rahat rahat yapılırken, öteki turistler yemek masasına geçecek. En iyi konfor şartları altında tren 12.30'da hareket edip Bursa'ya varacak. Böylelikle, şimdiki halde çok az gün harcanması planlanan bir gezi için yarım gün kazanılır."

(Gezgin turistler için özel yemekli vagonlar önerir) "Trende yemek sistemi daha basit, modern isteklere daha uygun ve daha garantilidir zaten. Hareket saatinde, bütün Avrupa trenlerinde geleneksel olarak sorulan soru yolcu gemisinin memuru tarafından yolculara sorulur: "Öğle yemeğini yiyecek olan yolcular kim?."

Zaman zaman demiryolu şirketinin turistleri için özel vagonlar tahsis edildiği görülür. Nitekim Max Müler'in gezisi sırasında böyle bir vagon eklendiği görülür:

"Ertesi sabah erkenden trenle Bursa'dan ayrıldık. Bizim için özel bir lüks vagon bağlanmıştı. Üstleri tenteli rahat iskemlelerde oturmuş, huzur içinde bu güzel ekin tarlalarının arasından geçiyorduk. Çevredeki çiftlik evleri görünüyor, üzüm bağlarını izleyerek Mudanya'ya doğru iniyorduk. İpekböcekleri için özellikle yetiştirilen açık yeşil yapraklı beyaz dut ağaçları Bursa'nın bir özelliğini oluşturmaktadır. Konsolos ve tren mühendisi Mudanya'ya kadar bizimle beraber geldiler. Burada bizi bekleyen İngiliz muhafız gemisini bulduk.

Tren istasyonları

1901 yılında Bursa'ya gelen Nafizade Ahmet Fuad'ın tren yolcuğunu anlattığı satırlar şöyledir:

"Bir süre sonra trene bindik. Tren, zeytin ağaçlarıyla dolu bir alandan haraket ederek yukarıya doğru çıktık. Birkaç dakika sonra Yorgili/Yörüklü istasyonuna vardık. Buraya hiçbir yolcunun çıktığını görmedim. Bundan sonra rastladığımız istasyon Geçid Köprüsü denilen bir köprüyü geçtikten sonra Kurd (Kuru olmalı) istasyonuna vardık. Burada ancak 2-3 yolcu trenden indi. Önceki istasyon gibi tren burada da birkaç dakika durduktan sonra hareket etti.
Bu istasyondan kalktıktan sonra bir vadiyi izleyen tren Nilüfer deresinde güzel manzaralarla karşılaştık. Nilüfer Köprüsü’nü de geçtikten sonra yeniden bir vadiye inen tren, Acemler istasyonuna vardı. Bu istasyon diğerlerinden daha işlekti.
Kent buradan çok güzel görünüyordu. Tren ilerledikçe Bursa'yı izliyordum. Arkadaşım "Bak!.. bak... İşte Bursa burası" dediği zaman ben Bursa'yı izlemeyi sürdürüyordum. "Bekleme" denilen mevkiye geldiğimizde tren yolculuğumuz bitmişti artık."

1890'lı yılında Bursa'ya gelen Mehmet Ziya'nın gözlemleri de şöyledir:

"En güzel çiçeklerle bezenmiş, düdüğünü çalarak bağ ve bahçeler arasından süzülüp gelen tren, istasyona yanaşmıştı. Tren, sanki Anadolu'nun gelin arabası gibi süslenmişti. Trenin hareket ettiği ve bizim de içinde bulunduğu sırada dikkatsizlik nedeniyle bir işçi tren altında kalarak can verdi. Bu olay nedeniyle Bursa'ya geç geldik. Mudanya'dan Bursa'ya araba ile 3 saat sürmektedir. Mösyö Hovard, Bursa'ya geldiği sırada tren postasının düzensizliğinden şikayet etmiştir."

 

mudanyaresimleri.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol